Değerlerimiz Bilinsin ki Işıklarımız Sönmesin
İnsaf KILIÇ (*)
Değerli okuyucular, bildiğiniz gibi, dün Türkiye’nin birçok
yerinde elektrik kesintisi yaşandı.
Bu sıkıntıyla, yaşamımızı kolaylaştıran değerli bir bilim adamı EDİSON’un önemini
kaç kişi hatırladı acaba?
İnsanı insanca sorgularsak, hayatımızı güzelleştiren imkân sahiplerini ve
bugüne kadar faydalandığımız değerlerimizi anmıyoruz bile.
Bu olumsuz olayı kalabalık bir ortamda duyduğumuzda, birçok insanın yorumlarına
tanık oldum.
Bir taraftan yaşadığımız olumsuzlukta çok da haklıydılar. Diğer tarafta, kıymet
bilirliğimizi unutarak herkes barut gibi söylemleri savurdu durdu.
Günü yaşarken, nefis terbiyemizi sürekli çamura batırarak, bulunduğumuz odayı
kirletiyorduk ve farkında değildik.
Bir ara şöyle demek geldi içimden, sözüm meclisten dışarı, aydınlık çağın
gerisinde kalmış insanlara bakın, her birisi sorunlar karşısında tehlikeye
hazır vaziyettedirler. Bunun yanında, senci benci eklenerek, kinlerini yaşama
geçirerek üzülüyorlar. Hal buysa güzel insanın tarifinde, bu gibi olumsuzluklar
yerine acabaları konuşsak diyorum.
Eskiden birçok insan, bu gibi durumlarda nereye koşturacağını şaşırarak, çare
aramaya odaklanırdı. Ortamımızda, içimizdeki bir arkadaşımızın evdeki
balıklarımı kurtarmalıyım çırpınışıyla koşturmasının örneği, evinde akvaryumu
olan arkadaşıma dikkat ettim; olaya kızmamıştı bile, olumsuz kelime
kullanmamıştı. Çok değerli olan bu küçük insanlık mesajı, benim bugünkü
mutluluğuma, hayat dersime katkısı olan ölçüm oldu.
Yaşanan elektrik sıkıntısıyla, mağduriyetin gerginliğinde, iyi niyetlileri
denizden inci arayanlara benzetim bir an. Işıkların sönüşüyle, sebep
başlara bakınca, ışıkların gelişiyle ekrandan gördüklerim; olayı anlatırken
sırıtmalar ve kendine kaçarak insan avutmada ne yazık ki rüzgârın getirdiği
tozlu duvaklarda gerçeğini gizlemeye çalışan süslü laflarla devam ediyordu.
Peki; ışığımızı icat eden, ‘’asıl ışık beynini çalıştıran’’ görevli insana olan
vefa borcumuzu, bir gün de olsa, ilime, bilime, insanlık adına beynini kullanan
mucit insan, “EDİSON’’u, bu önemli sıkıntıda anmayı akıl ettik mi? Acaba, bu
vefaya kaç kişi uyandı?
Ülkemizde, ara ara yeni yetişen bilim insanlarımızın, değerlerimizin ölüm
haberleriyle sarsıldığımı da, bir anne olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Yaşananlardan incindiğim yüreğimle, insanlık adına yana, yana farkındalığımı
duyurduğum satırlarda, hadim olmayarak soruyorum.
Kapılarımızı kimler kapatıyor? Neler oluyor? Vicdanımızı, ulusumuz adına
yeniden ele alarak, konuya dikkat çekilse, insanlığa ne şekilde zararı
olabilir? Yöneticiler kim olursa olsun! Yetkili güçlere saygılarımla, her şey
bir tarafa, ışıklarımız artık sönmesin. Işık olarak adlandırdığım, bilim
insanlarının yaşaması için sadece bu konu bile olsa, sorunlarımıza çözüm
bulanlara sonsuz yalvarışımdır. Artık ışıklar sönmesin. Günü, İnsanı, bireyi,
bireyin kendini sorgulama zamanı gelmiştir. Ama barış ve sevginin yoğurduğu
hamurlu ellerde yetişen, yeni bilince uyanan annelerle ‘iyileşmeye’ merhaba
diye, diye kıymet bile, bile yaşayalım. Ne dersiniz?
Aydınlık yarınlara uyanarak, nice Edison’ların hayat bulmasını dilerken…
Yaşadıklarımız sıkıntılı günler de olsa…
Artık insanlar üzülmesin, ışıklar sönmesin…
(*) AGİKAD (Ankara Girişimci Kadınlar Derneği) Başkanı
(ANNEM TV_1 Nisan 2015 Çarşamba_AGİKAD ANKARA)