9 Nisan 2015 Perşembe

MERDAK YORUMUYLA

@merdak Gözü ve Yorumuyla #ozgecan
http://iconosquare.com/viewer.php#/user/904372261/
MERDAK YORUMUYLA
Dün, daha önce hiç gitmediğim, insanlarını hiç tanımadığım bir köye fotoğraf çekmeğe gittim. Aslında niyetim fotoğraf çekmek değil, belki kendime dönmek, kafamı dağıtmaktı az da olsa. Köyün sokaklarında dalgın dalgın dolaşırken bir kadının "hoşgeldin"  lafıyla irkildim. Nasıl sıcak bir karşılama anlatamam. Evin önüne bir sandalye çıkardı, çay demledi hemen. Başkaları geldi sonra ve çocuklar. Çay içtik, sohbet ettik hiç tanımadıkları ben ve onlar. Çocuklar fotoğraf çektirmek istedi, çektim. Sanki bir bayram havası köyde.   Bir müddet sonra sıcak bir uğurlama ile ayrıldım oradan.  Anadolu’mun bütün köylerinde vardır bu samimiyet. Hiç tanımadıkları insanlara açarlar hanelerini. Eskidendi diyeceğim ama değil işte, hala var... Biz akşam hava karardığında, dolmuşta yalnız kalan bir kadını, korkar karanlıktan diye düşünüp evine kadar bırakan dolmuş şoförlerinin olduğu bir toplumduk. Yabancı bir kadınla karşılaştığımızda onu, anamız bilir, bacımız bilir, yanlış anlar diye yüzüne bakamaz, bakışlarımızı kaçırırdık. Ne oldu ki bize !!! Babamıza kız arkadaşımızı bile anlatamazken, Masum bir kıza tecavüz eden oğlumuzla cesedi birlikte yok eder olduk? Bugün siyah giymek bir çözüm mü, bir farkındalık yaratır mı bilmiyorum ama, bugün bir milat olmalı, beyaz bir sayfa açılmalı ve kendimizi ve çocuklarımızı eğitmeli, eğitmeli ve eğitmeliyiz. Bembeyaz yarınlar için...

_@robertompmoreira Gözüyle Kadın. (Halı Dokuyan Kadın-Konya


_@robertompmoreira Gözüyle Kadın. (Halı Dokuyan Kadın-Konya)

- Serhan Görürtekin ( @serhanhoca) Gözüyle Kadın

 - Serhan Görürtekin ( @serhanhoca) Gözüyle Kadın

Ercan İnal (@ercan_inal) Gözüyle Kadın (Vietnam'dan)

 - Ercan İnal  (@ercan_inal) Gözüyle Kadın (Vietnam'dan)

- Canan Yaman'dan (@instakekik) Ayın Tarifi: Patlıcanlı-Kuru Domatesli-Hellim Peynirli Makarna

CANAN YAMAN
PATLICANLI KURU DOMATESLİ HELLİM PEYNİRLİ MAKARNA
Biliyorum ismi çok uzun tuttum ama isminin uzunluğuna Yakışır bir makarna yaptım. Nasıl da lezzetli oldu imkanı yok anlatamam;  o yüzden denemeniz lazım diyerek tarifi veriyorum. Bir de itirafım var, ben aslında patlıcan yemezgillerdenim. Hiç bir yemeği damağımda tat bulmaz. Değişik patlıcan tarifleri ve yemekleri denedikten sonra farkettim ki aslında ben kızarmış patlıcan tadını sevmiyorum yani yağ ve patlıcan eşittir kişiliksiz bir yemektir benim damağımda. Öte yandan közlenmiş patlıcan salatası, alinazik kebabı, patlıcanlı ekmeği derken güzel güzel yemeye başladım. Bu tarifte patlıcan, sızma zeytinyağ sarımsak ve kuru domatesle buluştu ki bir lezzet bombasına dönüştü. 
Hemen tarife geçiyorum.
Malzemeler : 
(Yarım Paket Makarna İçin)
1 Adet Büyük Boy Patlıcan
15-20 Adet Kurutulmuş Domates (Benim Domateslerim tuzsuz özellikle belirtiyorum ki tuzunu kendiniz ayarlayın diye)
2 Adet Tatlı Sivri Biber
2 Diş Sarımsak
100 Gr Kadar Hellim Peyniri
Kekik, Nane ve Tuz
Yapılışı:
Makarnayı paketin üstündeki pişirme şekline göre haşlayın. Bu arada sosunu hazırlamaya başlayabilirsiniz. Patlıcanı alacalı soyup küçük küpler halinde doğrayın ve limonlu tuzlu suyun içinde bekletin bu arada kurutulmuş domatesleri rondonun içinde sarımsak ile birlikte parçalayın.Biberleri doğrayın.Hellim peynirini tuzunu bıraksın diye suyun içinde bekletin. Sonrada minik küpler halinde doğrayın. Patlıcanların suyunu sıkıp ağzı kapaklı bir tencere içinde az bir yağ ile kavurmaya bırakın. Ağzını kapatın ki suyunu salsın. Patlıcanlar yumuşayınca önce biberleri sonra da sarımsak ile birlikte  rondodan geçirdiğimiz domates kurusunu  ilave edin. Diğer bir tavanın içinde peynirleri yağsız olarak  tavayı sallayarak kızartın ve domatesli patlıcanlı karışımın üstüne dökün. En son kekik, nane ve 2-3 kaşık kadar sızma zeytinyağ ekleyin. (Şimdi yazarken aklıma geldi de neden fesleğen de eklemedim diye. Onu da bir sonraki yaptığımda denerim artık) İşte sosu bu kadar basit.
Sos ile süzdüğünüz makarnayı birleştirin ve sofraya getirin.
Afiyet olsun.

http://iconosquare.com/viewer.php#/detail/904966172100205231_50314549

2 Nisan 2015 Perşembe

Değerlerimiz Bilinsin ki Işıklarımız Sönmesin; İnsaf KILIÇ

Değerlerimiz Bilinsin ki Işıklarımız Sönmesin
İnsaf KILIÇ (*)
Değerli okuyucular, bildiğiniz gibi, dün Türkiye’nin birçok yerinde elektrik kesintisi yaşandı.
Bu sıkıntıyla, yaşamımızı kolaylaştıran değerli bir bilim adamı EDİSON’un önemini kaç kişi hatırladı acaba?
İnsanı insanca sorgularsak, hayatımızı güzelleştiren imkân sahiplerini ve bugüne kadar faydalandığımız değerlerimizi anmıyoruz bile.
Bu olumsuz olayı kalabalık bir ortamda duyduğumuzda, birçok insanın yorumlarına tanık oldum.
Bir taraftan yaşadığımız olumsuzlukta çok da haklıydılar. Diğer tarafta, kıymet bilirliğimizi unutarak herkes barut gibi söylemleri savurdu durdu.
Günü yaşarken, nefis terbiyemizi sürekli çamura batırarak, bulunduğumuz odayı kirletiyorduk ve farkında değildik.
Bir ara şöyle demek geldi içimden, sözüm meclisten dışarı, aydınlık çağın gerisinde kalmış insanlara bakın, her birisi sorunlar karşısında tehlikeye hazır vaziyettedirler. Bunun yanında, senci benci eklenerek, kinlerini yaşama geçirerek üzülüyorlar. Hal buysa güzel insanın tarifinde, bu gibi olumsuzluklar yerine acabaları konuşsak diyorum.
Eskiden birçok insan, bu gibi durumlarda nereye koşturacağını şaşırarak, çare aramaya odaklanırdı. Ortamımızda, içimizdeki bir arkadaşımızın evdeki balıklarımı kurtarmalıyım çırpınışıyla koşturmasının örneği, evinde akvaryumu olan arkadaşıma dikkat ettim; olaya kızmamıştı bile, olumsuz kelime kullanmamıştı. Çok değerli olan bu küçük insanlık mesajı,  benim bugünkü mutluluğuma, hayat dersime katkısı olan ölçüm oldu.
Yaşanan elektrik sıkıntısıyla, mağduriyetin gerginliğinde, iyi niyetlileri denizden inci arayanlara benzetim bir an.  Işıkların sönüşüyle, sebep başlara bakınca, ışıkların gelişiyle ekrandan gördüklerim; olayı anlatırken sırıtmalar ve kendine kaçarak insan avutmada ne yazık ki rüzgârın getirdiği tozlu duvaklarda gerçeğini gizlemeye çalışan süslü laflarla devam ediyordu.
Peki; ışığımızı icat eden, ‘’asıl ışık beynini çalıştıran’’ görevli insana olan vefa borcumuzu, bir gün de olsa, ilime, bilime, insanlık adına beynini kullanan mucit insan, “EDİSON’’u, bu önemli sıkıntıda anmayı akıl ettik mi? Acaba, bu vefaya kaç kişi uyandı?
Ülkemizde, ara ara yeni yetişen bilim insanlarımızın, değerlerimizin ölüm haberleriyle sarsıldığımı da, bir anne olarak sizlerle paylaşmak istedim.
Yaşananlardan incindiğim yüreğimle, insanlık adına yana, yana farkındalığımı duyurduğum satırlarda, hadim olmayarak soruyorum.
Kapılarımızı kimler kapatıyor? Neler oluyor? Vicdanımızı, ulusumuz adına yeniden ele alarak, konuya dikkat çekilse, insanlığa ne şekilde zararı olabilir? Yöneticiler kim olursa olsun! Yetkili güçlere saygılarımla, her şey bir tarafa, ışıklarımız artık sönmesin. Işık olarak adlandırdığım, bilim insanlarının yaşaması için sadece bu konu bile olsa, sorunlarımıza çözüm bulanlara sonsuz yalvarışımdır. Artık ışıklar sönmesin. Günü, İnsanı, bireyi, bireyin kendini sorgulama zamanı gelmiştir. Ama barış ve sevginin yoğurduğu hamurlu ellerde yetişen, yeni bilince uyanan annelerle ‘iyileşmeye’ merhaba diye, diye kıymet bile, bile yaşayalım. Ne dersiniz?
Aydınlık yarınlara uyanarak, nice Edison’ların hayat bulmasını dilerken…
Yaşadıklarımız sıkıntılı günler de olsa…   
Artık insanlar üzülmesin, ışıklar sönmesin… 
(*) AGİKAD (Ankara Girişimci Kadınlar Derneği) Başkanı
(ANNEM TV_1 Nisan 2015 Çarşamba_AGİKAD ANKARA)